İstanbul Bilgi Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü’ndeki sosyal bilimciler olarak, gençlik araştırmalarına ilgi duyan araştırmacı ve öğrenci meslektaşlarımızı bir araya getirerek siyaset bilimi, sosyoloji, psikoloji, iktisat, sosyal-kültürel antropoloji, medya çalışmaları ve bilgi teknolojileri dahil birçok alanın kesişimindeki farklı kavram, kuram ve yöntemleri tartışmayı amaçlıyoruz. Güncel örnekler ve uluslararası tartışmalardan yola çıkan bu konferans ile Türkiye’de araştırmacıları buluşturarak, toplumsal ve siyasi gelişmelere yönelik çoksesli bir tartışma ortamının inşasına katkı sunmayı hedefliyoruz. Yüz yüze gerçekleştirilecek olan Konferansta sunulmak üzere seçilen bildiri özetleri ayrıca AB Enstitüsü’nün web sitesinde E-ISBN uluslararası standart kitap numarasıyla PDF formatında yayınlanacaktır.
Konferansa katılmak isteyen araştırmacıları, 500 Kelimeden oluşan bildiri önerilerinizi ve kısa özgeçmişlerini bizimle paylaşmaya davet ediyoruz. Başvurular İstanbul Bilgi Üniversitesi AB Enstitüsü bilim kurulu üyeleri tarafından, aşağıda belirtilen temel başlıklara katkıları bakımından değerlendirilecek:
Gençlik çalışmalarının dünü ve bugünü: Gençlik çalışmaları tarihsel olarak ana iki misyondan beslendi: 1) gençleri informal çalışmalarla ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde desteklemek ve özellikle işsizlik, sosyal içerme ve marjinalleşme konularına eğilerek onların ihtiyaçlarına yanıt vermek ve 2) kendi taleplerini dile getiren bireyler olarak katılımlarını desteklemek. Konferansımız, 2000’lerde Ulusal Ajans’ın kurulması ve Türkiye’nin Erasmus programına katılımı gibi adımlara paralel olarak gelişmeye başlayan, 2011’de Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın kurulmasıyla yeni bir boyut kazanan gençlik çalışmalarının bugünkü yönünü, süreç içinde karşılaştığı engelleri ve ortaya çıkan fırsatları tartışmayı amaçlıyor.
Sanal gelişmeler çağı ve eşitsizlikler: Dijitalleşme ve sanal topluma geçiş sürecinin gençler üzerindeki etkileri kamusal tartışmalara konu oluyor. Önceki nesillere nazaran dijital medyadan çok daha fazla yararlandığına inanılan “dijital yerliler,”dijitalleşmenin eğitim, toplumsal katılım, müzakere, tüketim ve benzeriimkanları eşitleme vaadinden ne derece faydalanabiliyor? Dijital teknolojilere doğan kuşağın yaşamını düzenleyen “dijital göçmenler” gelişmeleri ne kadar yakalayabiliyor? Pandeminin sanal ve gerçek arasındaki sınırı muğlaklaştırdığı bir dönemde düzenlediğimiz bu konferans, sanal gelişmelerin gençlerin gündelik yaşamlarında etkili olan eşitsizlikleri ortadan kaldırma imkanlarını, veya onlara yeni bir boyut kazandırma özelliğini sorguluyor.
Yabancılaşma ve göç: Gerek Türkiye’nin çevre ülkelerden ayrılan genç nesiller için bir “göçmen deposu” haline gelmesi, gerekse bu ve yukarıda bahsedilen diğer sebeplerle Türkiye’nin verdiği “beyin göçü” ülke gündemine yerleşmiş durumda. Avrupa’yı da doğrudan ilgilendiren bu meselelerin nedeni ve sonucu olabilecek yabancılaşma süreçleri nasıl tespit edilebilir? Kültürel şoklar, iktidar ve merkez-çevre ilişkileri, mali ve ekonomik sıkıntılar, ve bağlantılı olarak üst sınıfa geçme imkanlarının yitirilmesi göçmenlerin anlatılarında nasıl yer buluyor?
Aktivizm ve radikalleşme: Genç kuşakların günümüzdeki siyasi eylem biçimleri Toplumsal Hareketler literatürünün konusu olmakla birlikte, bu alanın radikalleşme çalışmalarıyla kesişimi bakımından araştırmaya değer hususlar bulunuyor. Radikalleşme çalışmalarını güvenlikçi bakış açısından uzaklaştıracak bu girişim, kaynakların bölüşümü sürecinde yaşanan eşitsizlik ve adaletsizlik duyguları üzerinden gençlerin ifade çeşitliliğini incelemeyi amaçlıyor. Bu ifadelere örnek olarak ofansif mizah akımları, aktivist sinema, iklim aktivizmi, toplumsal cinsiyet aktivizmi veya çeşitli etnokültürel, dinsel, sınıfsal ideolojik yaklaşımlarla birleşen yeni aktivizm biçimleri gösterilebilir. Radikalleşme kavramını güvenlikçi yaklaşımlardan ayırmayı amaçladığımız bu başlıkta yapılacak başvurular İstanbul Bilgi Üniversitesi Radikalleşme Mükemmeliyet Alanı üyeleri tarafından değerlendirilecektir.
Harfler ve nesil kimlikleri: Pandemi koşullarında büyümeleri, kesintili eğitim yaşamları, yeni ilgi alanları ve merak edilen oy tercihleri düşünüldüğünde “Z kuşağı” birçokları için özgün ve yekpare bir kategori haline geldi. Diğer taraftan, nesiller arası sınırlar kolektif hayal gücümüzün birer ürünü. Öyle ki, Pew Araştırma Merkezi’nin “babyboomer,” “Gen Y,” “Millennial” gibi kategorileri araştırmalarında verili kabul etmesi sosyal bilimler için önemli tartışmaları tetikledi. Doğum tarihi üzerinden, belirsiz periyotlar baz alınarakyapılan ve keyfi olmanın ötesine gidemeyen sınıflandırma biçimleri, birçok sosyal bilimciyi “sözde bilime karşı” bir imza kampanyasında buluşturdu. Bu konferans, nesil ayrımlarının bilimsel altyapısını topluluk ve yaşam seyri araştırmaları bakımından incelemeyi amaçlıyor.
Popüler kültür ve gençlik hareketleri: Popüler kültürün farklı bileşenlerinin gençlerin kendilerini ifade etme süreçlerinde kullanıldığını biliyoruz. Hip-hop, arabesk, rock, heavy metal gibi farklı tarzların kullanıldığı gençlik hareketleri içerisinde Türkiye yakın tarihi ilginç bir takım özgünlükler barındırmaktadır. Söz gelimi rap müziği 1990’lı yıllardan bu yana Türkiye gençlik kültürleri içerisinde özel bir yere sahiptir. Ceza, Sagopa ve Ezhel gibi rapçilerin ürettikleri rap şarkıları gençlerin kendilerini ifade edebilmek için kullandıkları örnekler olurken, rap pedagojisi diye adlandırdığımız yöntem çocukların kendilerini ebeveyn baskısı ve ataerkil yapı karşısında görece özgürce ifade edebilmeleri için söylemsel olanaklar yaratabilmektedir. Bu konferansta popüler kültür ve gençlik kültürleri arasındaki ilişkisellik biçimlerinin neler olduğuna da bakılabileceğini düşünüyoruz.
Bildiri Önerileri
Bildiri önerinizi kısa özgeçmişinizle birlikte europe@bilgi.edu.tr adresine e-posta ile gönderebilirsiniz.
Bildiri önerileri şunları içermelidir
Önemli Tarihler
Bildiri önerilerinin son teslim tarihi: 6 Şubat 2023
Kabul edilen bildirilerin duyurusu: 24 Şubat 2023
Tam metinlerin son teslim tarihi: 9 Mayıs 2023
Konferans Tarihi: 20 Mayıs 2023
Konferans Düzenleme Kurulu
Metin Koca, İstanbul Bilgi Üniversitesi, AB Enstitüsü
Ayşenur Benevento, İstanbul Bilgi Üniversitesi, AB Enstitüsü
Didem Balatlıoğulları, İstanbul Bilgi Üniversitesi, AB Enstitüsü
Özge Onursal Beşgül, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler ve AB Enstitüsü
Fatma Yılmaz Elmas, İstanbul Bilgi Üniversitesi, AB Enstitüsü
Deniz Güneş Yardımcı, İstanbul Bilgi Üniversitesi, AB Enstitüsü
Ayhan Kaya, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler ve AB Enstitüsü
Konferans Bilim Kurulu
Ayşenur Benevento, İstanbul Bilgi Üniversitesi, AB Enstitüsü
Özge Onursal Beşgül, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler ve AB Enstitüsü
Hasret Dikici Bilgin, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler
Fatma Yılmaz Elmas, İstanbul Bilgi Üniversitesi, AB Enstitüsü
Ayhan Kaya, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü ve AB Enstitüsü
Metin Koca, İstanbul Bilgi Üniversitesi, AB Enstitüsü
Ulaş Karan, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Hukuk Fakültesi
Demet Lüküslü, Yeditepe Üniversitesi, Sosyoloji
Erkan Saka, İstanbul Bilgi Üniversitesi, İletişim Fakültesi
Ömer Turan, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler
Deniz Güneş Yardımcı, İstanbul Bilgi Üniversitesi, AB Enstitüsü
Nurhan Yentürk, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Sivil Toplum Çalışmaları Merkezi
Laden Yurttagüler, İstanbul Bilgi Üniversitesi, Sivil Toplum Çalışmaları Merkezi