15 Kasım 2018 12:12
İstanbul Bilgi Universitesi Avrupa Birliği İlişkileri Programı 4. Sınıf öğrencisi Ayşegül Şen ile söyleşi
1968 İstanbul doğumluyum. Lisansımı tamamladıktan sonra ingiltere Stanmore Collage ta 6 aylık bir dil eğitiminin ardından 1(bir) yıl sonra 1992 yılında Türkiye’ye dönerek aynı yıl Tekstil Bankası A.Ş. Genel Müdürlük bünyesinde yer alan Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda Müfttiş Yardımcısı olarak göreve başladım. Başkanlıkta Müfettiş olarak geçirdiğim 4 yılın ardından Müdür yardımcısı olarak başladığım Satış ve Pazarlama pozisyonunda uzun yıllar farklı bankalarda sürdürdüğüm şubecilik yaşamımı Pamukbank T.A.Ş.’nin TSMF’ye devrinin ardından orta kadame yönetici olarak sonlandırdım. Medeni durumumdaki değişiklik sebebi ile ABD’ye yerleştim ve toplam 5.5 yıl sürecek bankacılık hayatıma satış ve servis uzmanı olarak Bank of Amerika’da devam ettim. 2011 yılının sonuna doğru Türkiye’ye döndüm ve profesyonel çalışma hayatıma nokta koyup öğrenci olarak yoluma devam etmeye karar verdim. Halen Bilgi Ünüversitesi Beşeri ve Sosyal Bilimler Fakültesi Avrupa Topluluğu İlişkileri Bölümü’nde 4. Sınıfa devam etmekteyim.
Lisansımı İstanbul Ünüversitesi İktisat Fakültesi, İngilizce İktisat Bölümü’nde tamamladım. 1991 mezunuyum. Üzerinden oldukça uzun zaman geçti. O dönemde yöntemler oldukça farklıydı. Tartışabilmek daha kolaydı. Bilgiye erişmek oldukça zordu. Okul çeşitliliği bugün olduğu kadar fazla değildi. Diğer yandan Türkiyenin en köklü kurumlarından bir tanesinde bu ülkenin yetiştirdiği çok değerli hocalarımızı dinleyebilme fırsatını yakalayabilmiş olmak oldukça önemli bir ayrıcalık. Hepsini buradan bir kez daha saygıyla anıyorum.
Türkiye dinamik br ülke. Değişikliklere alıştığımız, kanıksamalarımızın hız kazandığı bir ülke. Evet, döndüğümde farklı bir Türkiye ile karşılaştım. Çocukluk ve gençlik dönemimin siyasi figürleri yoktular artık. Yeni bir siyasi yaklaşım sahnedeki yerini almıştı. Ekonomik yapı farklılaşmıştı. Türkiye bu anlamda rüzgarı arkasına aldığı bir dönemin olumlu sonuçlarının yaşandığı dönemindeydi. Toplum sosyolojik anlamda da değişime uğramış şekliyle karşımda duruyordu. Hedeflenen Yeni Türkiye tarzı, içinde yer almaya başlamıştı.
Siyaset bilimine son dönemde duyduğum ilgi diyebilirim. Bir de ben toplumsal yapının değiştiği bir döneme şahitlik ettim. Bu değişimin nedenleri, nasıl olmuşluğu ile ilgili siyaset biliminin ayrıntılarının bana vereceğine inandiğim vizyon ile daha geniş bir çerçeveden değerlendirme imkanını yakalayabilmek de diyebiliriz aslında.
AB çok özel bir örnek. Farklı. Zor olanı başarmak. Çok sesliliğin içinde tek ses olabilmek. Yeni bir kimlik. Avrupalılık. Siyaset Bilimi ile iglenip de AB ye ilgi duymamak, etkilerine ilişkin bilgiye ulaşma hevesi göstermemek biraz zor. Bu birliktelikteliğin orta uzun dönemde Dünyamıza etkisi ne olacak, devam edecek mi.? Tüm bunları birlikte göreceğiz.
Akademik anlamda böyle bir düşüncem yok. Sonucunda güzel bir çalışma sergilediğimizi düşüneceğim AB bağlantılı bir çalışmada yer almak beni mutlu eder diye düşünüyorum.