İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE AB

Oct. 31, 2018, 2:02 p.m.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE AB

Tarih boyunca yerleşim alanlarının genel olarak su kaynakları kenarlarında olması tesadüfi değildir. Su kaynakları insanoğlunun hayatta kalabilmesi için önemli bir olgudur. Suı kaynakları hem yaşamasal tüketim hem de ulaşım açısından önemli olmuştur.

Bu sebeple bugün insanoğlunun yerleşim ve aktivite alanları önemli ölçüde kıyı kentlerinde toplanmıştır. Su yaşamsaldır.

İklim değişikliği dendiğinde ilk akla gelen kara ve suların potansiyel ısı enerjilerinin artması ile buzulların erimesidir. Buzulların erimesi ise insanoğlunun kıyı şehirlerindeki varlığını tehdit eden en büyük sorun haline gelmiştir.

İklim değişikliği senaryoları dünya için 1.5 C ve üstündeki bir artışın, dünya üzerindeki etkilerinin yıkıcı olacağı yönündedir.

İklim değişikliği bulunduğumuz alanların sürekli ısınması anlamında anlaşılması konu açısından zayıf kalan bir yorum olacaktır. İklim değişikliği ile birlikte insanların mevcut iklim bölgelerine göre yerleşiminde büyük değişikliklere sebep olacak, soğuk ve sıcak iklim alanlarının yerleri değişecektir.

Kısacası insanoğlunun geleceğini tehdit eden iklim değişikliğinin sebebi nedir? Tek bir cevap var bu konuda. İnsanoğlunun tüketim anlayışı. Mevcut tüketim anlayışı sonucu, sera gazlarının salınımında, doğanın başedebileceğinden daha fazla miktarlarda salınımın olması.

Bu konu, bilim insanlarının ortaya koyduğu bilimsel senaryolar sonucunda dünya kamuoyunun önüne gelmiştir. Kamouyunda duyarlılığın artmasıyla birlikte, alınabilecek önlemler konusunda çalışmalar başlamış, ilk olarak Kyoto Sözleşmesi 155 devletin imza koymasıyla gündeme gelmiştir.

Bakınız Kyoto Sözleşmesi: http://www.mfa.gov.tr/kyoto-protokolu.tr.mfa

İklim değişikliği senaryolarında en büyük zararın Avrupa daha sonrada Asya kıtasında gerçekleşeceği görülmüş, bu da Avrupa Birliğinin konu üzerindeki etkinliğini artırmıştır.

İlk adımda Kyoto Protoklünden bir adım öne geçilerek Paris Sözleşmesi imzalanmıştır.

Avrupa Birliğinin konuya duyarlılığı bağlamında, konuyu kendi üyeleri içerisinde, Kyoto Protokolüne göre, ne kadar ileri taşıdığı konusunda Paris Sözleşmesini incelemek faydalı olacaktır.

Detaylar için Paris Sözleşmesi: http://www.mfa.gov.tr/paris-anlasmasi.tr.mfa

Avrupa Birliğinin, uzun vadede iklim değişikliği ile ilgili hedefleri şunlardır ;

-2050 yılına gelindiğinde AB, emisyonlarını önemli ölçüde azaltmak.

-Avrupa'yı son derece düşük karbonlu ve yüksek enerjili bir ekonomiye dönüştürmek ve gelişen ekonomi ile yaratılan iş alanı ile rekabet gücünü güçlendirmek.

Aynı zamanda bu hedeflere ulaşmak için ise şu düzenlemeler uygulamakdadır ;

-AB'nin emisyon ticaret sistemi, en düşük maliyetle sera gazı emisyonlarını azaltmak için temel araçtır.

-AB ülkeleri, yeşil enerji hedeflerine ulaşmak için rüzgar, güneş ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını desteklemelidir.

- AB ülkeleri enerji verimliliğini arttırmak için, gerektiği kadar lüks enerji kullanımını azaltmak zorundadır.

-Otomobil üreticileri yeni otomobil ve kamyonetlerdeki CO2 emisyonlarını azaltmalıdır.

AB yerel düzeyde de iklim eylem planları ile iklim değişikliğiyle mücadele etmeye devam ediyor.

 Türkiyede bu eylemin bir parçası.

Bakınız: https://www.avrupa.info.tr/tr/iklim-eylem-haftasi-2018

Yazımızın son bölümünde dikkat çekmek istediğimiz bireysel önlemlerimizde var.

Sizde bu önlemleri alarak iklim değişikliğinin önüne geçmeye bireysel olarak katkıda bulunabilirsiniz.

  • Uzun süreli kullanabileceğiniz bir alışveriş çantası edinin. Her alışverişinizde verilen plastik poşetleri geri çevirin ve aldıklarınızı kendi alışveriş çantanızda taşıyın.
  • Küçük ambalaj gerektiren ürünlerde (sıvı sabun, kolonya vb.), doldurulabilir olanları tercih edin. Bu sayede hem ev ekonominize katkı sağlarsınız, hem de atık miktarınızı azaltırsınız.
  • Ampullerinizi enerjiyi verimli kullanan tasarruflu ampullerle değiştirin. Bu sayede yılda 20 kg karbondioksit gazının atmosfere salımını önlemiş olursunuz.
  • Buzdolabınızın ve dondurucunuzun yerini değiştirin.
  • Daha az sıcak su kullanın. Sıcak suyun 45-50 derecenin üzerinde ısıtılmasının gereksiz enerji tüketimine yol açacağını unutmayın.
  • Yemek pişirirken, su kaynatırken, tencerenizin kapağını kapalı tutun. Bu sayede ciddi miktarda gaz tasarrufu sağlayabilirsiniz. Düdüklü tencere kullandığınızda ise yapacağınız tasarruf %70'i bulur!
  • Çaydanlık ya da elektrikli ısıtıcı (kettle) ile su ısıtırken yalnızca ihtiyacınız kadar su ısıtın.
  • Uzunca banyo yapmak yerine duş kullanın. Böylece 200 litre yerine sadece 70 litre su harcamış olursunuz.
  • Kapı ve pencere aralıklarınızı uygun malzemelerle kapatın. Binanızdaki hava kaçaklarını önleyerek yakıt masraflarınızı %30 oranında azaltabilirsiniz.
  • Klimanızı bakımlı ve filtresini temiz tutun. Temiz tutulan klima filtresi yılda 160 kg kadar karbondioksit üretimine engel olabilir.
  • Güneş enerjisi kullanın. Sıcak su ihtiyacınızın önemli bir bölümünü güneş enerjisinden sağlayabilirsiniz.
  • Mümkün olduğunca yürümeyi, bisiklete binmeyi ya da toplu taşıma araçlarını tercih ederek, otomobil kullandığınız süreyi azaltın.
  • Aracınızın bakımlarını zamanında yaptırın. Motorlu taşıt sahiplerinin yalnızca % l'i araç bakımlarını düzenli yaptırsa, yılda 450 bin tondan fazla karbondioksitin üretilmesi engellenebilir.
  • Taşıtlarınızın lastiklerini haftada bir kontrol edin ve uygun şekilde şişmiş olduklarından emin olun. Uygun lastik basıncı bir depo yakıtla aldığınız mesafeyi %3'e kadar artırır. Tasarruf edilen her 4 litre benzin, 10 kg karbondioksitin engellenmesi demektir.

 

Source: https://climate.nasa.gov/resources/global-warming/

 

Kapak görseli: https://climate.nasa.gov/solutions/adaptation-mitigation/